Haber

Akbelen’de Ağaç Kesilmesi İnsan Zinciri Oluşturularak Protesto Edildi.

HABER: EMRE SERCAN IKE/ KAMERA: MEHMET MEHMETLİOĞLU

Muğla’da köylüler ve çevre aktivistleri, insan zinciri oluşturarak Akbelen ormanlarında ağaçların kesilmesini protesto etti. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Ahmet Şık, Gezi isyanında “Bir kaç ağaç meselesi değil” demiştik. Yine aynı şeyi söylüyoruz: Mesele sadece ağaç kısmı değil. Burada Türkiye’nin geleceği ile ilgili bir mesele var ve bu bizim vatandaşlık borcumuz. Herkesin bu borcu var. “Onurunu koruyacakmış gibi namusunu da korumak zorunda. Çünkü bu bizim çocuklarımıza borcumuz. Milletin sırtına bir avuç sermaye çakılıyor, o sülükler daha çok para kazansın diye bu ağaçlar kesiliyor. Evet, bugün bu itirazı dile getiremezseniz yarın hiçbiriniz başını yerden kaldıramayacaksınız.” ” söz konusu.

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi’ndeki Akbelen ormanlarında ağaç kesimi dördüncü gününde de devam etti. Köylüler ve çevre aktivistleri ağaç kesimini insan zincirleri oluşturarak protesto etti.

Direnen İkizköylü bir vatandaş şunları söyledi:

“‘HERKESE TÜRKİYE BURAYA GİTSİN’ DEDİK VE AKIŞ BAŞLADI. AMA BİZ BU ŞEKİLDE DURDURDUK, BAŞKA TÜRLERİ DEĞİL”

“Burayı korumak için 4 yıl verdik. Burayı savunmaya devam edeceğiz. Son ağaç kalmayıncaya kadar, kanımızın son damlasına kadar verdiğimiz sözden dönmeyeceğiz. Sözü çocuklarımıza verdik. Emek bitmeyecek. Geldiğimiz nokta ‘Herkes Türkiye buraya aksın’ dedik ve akmaya başladı. Ama bu onları bir şekilde durduracağız, değil. Birlik ve beraberlik içinde olsak ama bu formda olursak. Vahşeti görüyorsunuz. Bundan sonra daha da çoğalacağız. Daha da birlik olacağız. Bu vahşeti hep birlikte durduracağız.”

Ağaçların kesildiği alan önünde TİP Milletvekili Ahmet şık açıklamalarda bulundu. Şık dedi ki:

“Gerçekten içeride çok ağır bir yıkım masası var”

Dayanışma için buradayız, buradaki emeği engellemek için değil bu emeğin destekçisi, dayanışması ve modülü olmak için buradayız. Öncelikle toprağına, havasına, suyuna, ağacına sahip çıkan herkese çok teşekkür ediyorum. , Varsın demek isterdim.İçeride gerçekten ağır bir yıkım tablosu var.’Pek geniş bir alana yayılmış değil’ dedi Sevda (Karaca Demir), evet bu kadar çok ama devam edecek belli. Planlanan yapılırsa biraz uzayacak bir iş var gibi ama bugün birkaç saat önce Muğla İdare Mahkemesi önündeydik ve avukat İsmail Hakkı Atal ifade verdi.

“YARGI ALANLARINA MEYDAN OKUYORUM, İNSAN ONURLARI OLURSA, ÇOCUKLARINA BİRAZ SAYGI YAPARLAR VE MESLEKİ HİNMARLARINA İNANIRLARSA BU YIKIMI DURDURURLAR”

Bu katliamın yeniden başlamasına neden olan yargıya birkaç söz söylenmelidir. Yürütmeyi durdurma kararı, bilirkişi olduğu tezini taşıyan ancak bilim onuru olmayan bir kişinin hazırladığı saçma sapan ifade içeren tutanakla iptal edildi. Şimdi o kararla ilgili bir başvuru yapıldı. Önlerinde belgeleri olan yargı mensuplarına bu kararı vermeleri için sesleniyorum, eğer insanlık onuru varsa, çocuklarına biraz saygıları varsa, mesleki onurlarına inanıyorlarsa bu yıkıma dur diyeceklerdir. Ancak uydurma bir raporla bu yıkımın önünü açan yargıdan bir şey beklemiyoruz. Siyasi parti görünümünde bir mafyanın devleti işgal ettiği siyasi partilere nasıl güvenmiyorsak, o yargıya da güvenmiyoruz, onların komutan olduklarını biliyoruz.

“GEZİ AYAKINDA ‘BU MESELE BİRKAÇ AĞAÇ MESELESİ DEĞİL’ DEDİK”

Burada her şey vatandaşın vatandaşlık borcunu ödemesine bağlı. Buradaki bir avuç insanın çabasıyla bu mümkün değil. Türkiye’nin neresinde olursanız olun Akbelen için çıkaracağınız ses Karadeniz’de kuruyan dereler için olacaktır; Ege, Akdeniz ve İç Anadolu’daki kurumuş göllere; hukuksuz tutuklu arkadaşlarımıza, seçilmiş Kürt siyasetçilere, milletvekili seçilmesine rağmen cezaevinden çıkmamakta ısrar eden Can Atalay’a, Osman Kavala’ya, Selahattin Demirtaş’a, Mücella Yapıcı’ya çıkarılacak ses, Çiğdem için. Gezi’de ‘birkaç ağaç meselesi değil’ dedik. Yine aynı şeyi söylüyoruz: Mesele sadece ağaç kesmek değil. Burada Türkiye’nin geleceği ile ilgili bir konu var ve bu bizim vatandaşlık borcumuz. Herkes onurunu korumak için, onurunu korumak için o borcu korumak zorundadır. Bu bizim çocuklarımıza borcumuzdur. Yarının gölgesinde dinlenecek ağaç, bu yoldan giderse basılacak toprak kalmaz, çünkü Türkiye işgal altındadır. Milletin sırtına bir avuç sermaye takılıyor, o sülükler daha çok para kazansın diye bu ağaçlar kesiliyor. Evet. Bugün bu itirazı dile getiremezseniz yarın hiçbiriniz başını kaldıramayacak. Böyle biliyorsun.”

han-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu